27 Mart 2024

Erdoğan İstanbul seçimini kendi eliyle, kendisi için referanduma çevirdi, 2028 fragmanı izlenecek

2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin fragmanını yaşayacak gibiyiz. Erdoğan ile İmamoğlu erken bir final oynayacak

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, fotoğraf: AA

Seçimlere 5 gün kaldı. Elbette Türkiye’nin dört bir yanındaki seçimler önemli ama İstanbul bir başka önem taşıyor. Hem sayısal hem anlamsal... Sayılar Türkiye İstatistik Kurumu’ndan, anlam ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın kendisinin yanında Dışişleri-İçişleri Bakanı dahil tüm Kabine'yi, devleti seferber etmesi.  

Önce sayılar…

Türkiye’nin nüfus açısından en büyük ili İstanbul. 81 ilden yaklaşık 17 milyon kişi burada yaşıyor. Ülke nüfusunun 5'te 1'i yani. 11 milyon 314 bin seçmeni var. 61 milyon 400 bin seçmenin 5.4’ü. 16 milyon emeklinin 2.6 milyonu İstanbul’da. Yani neredeyse her 4 seçmenin 1'i emekli. İlginç bir bilgi; ilin genç nüfusu az. Yüzde 15 civarında, 15-24 yaş arası, genç var. Bu arada yine rakamlara göre Türkiye genelinde ‘genç’ olanlar arasında en yoğun olan yaş aralığı yüzde 30.2 ile 20-22 arasındakiler.

Emekli olmak, hele bir de İstanbul’da yaşanıyorsa zor çok zor. Barınmadan gıdaya her geçen gün güçleşen hayat şartları... Bir zamanların farklı bir durumu için kullanılan vurgusuyla ‘genel’ değil bu ‘yerel yerel’ diye düşünenler olacaktır. Ama durum onu göstermiyor. Sadece emekliler için değil.

Ulaş Tol’un koordinatörlüğünde çalışan Core Araştırma’nın gençler ile yaptığı bir araştırmanın sonucuna göre seçim ‘yerel’ olsa da gençlerin şikayeti ‘ekonomik sorunlar’ ve bunun yaşamlarına etkisi noktasında kilitlenmiş durumda. Yine bu araştırma sonuçlarına göre gençler liderleri önemsiyor. Parti ve vaat arkadan geliyor. ‘Göçmen’ konusu da gençlerin kafasını karıştıran konulardan. Araştırmada İstanbul ve Ankara’ya özel bir yer verilmiş. Gençler Ekrem İmamoğlu’nun ‘yurt, burs, kamu kullanımına açtığı tesislerden’ etkilenmiş. İmamoğlu’nun aklının ‘tam olarak İstanbul’da olmadığı’ eleştirileri de öne çıkanlardan. Bir de iktidara yakın gençler İmamoğlu yeniden kazanırsa devletin desteğini alamayabileceğini düşünüyor. Murat Kurum için söylenenler ise ‘zayıf aday, AKP’nin bagajlarını taşıyor, bu kadar tanımadan önce -gaflara da atıf yapılarak- daha önemli görüyorduk...’

İstanbul’da DEM ile ilgili söylenen çarpıcı noktalardan biri Başak Demirtaş’ın adaylıktan çekilmesiyle birlikte ‘Adayımız çekildi’ diyen bir kitlenin varlığı…

Araştırmadan son bir not; gençler büyükşehirlerde stratejik oy kullanırken ilçe ve belediye meclisi için keyfi ya da gönülden oy kullanabileceklerini belirtmiş.

Emekliler, gençler, orta direk ve yoksullar… İstanbul Doku Araştırması 2022 sonuçlarına göre ‘Hanenizi çevrenize ve topluma göre ekonomik anlamda hangi seviyede görüyorsunuz?’ sorusuna yanıtlarda en yüksek oran yüzde 38.1 ile ‘düşük’ yanıtında görünüyor. Bunu yüzde 36.5 ile ‘orta’ yanıtı takip ediyor. 2022’den bugüne yoksulluğun yükselişini hesaba katarsak ‘orta’dan çözülmenin arttığını tahmin edebiliriz. Buna gelir eşitsizliğinin, Gini katsayısının son 20 yılın en yüksek düzeyine ulaştığını da eklemeliyiz.

Türkiye’nin bir laboratuvarı olarak görebileceğimiz İstanbul’da, ekonomiden yaşam kalitesine iktidarın yarattığı düzenin sıkıştırdığı geniş bir kitle var. 2023 seçimlerinde ana faktörün ekonomi olmadığını, sadece ‘tencereye bakarak’ hesabın yanlış çıkacağını gördük. Ancak bu kez farklı bir durum gözüküyor. Yerel ile genelin karıştığı 31 Mart 2024 seçimlerinde İmamoğlu önde gözüküyor.

Cumhur İttifakı’nın iki ana oyuncusu AKP ve MHP, İstanbul’da yan yana duruyor. Ancak geçen seçimlerin Millet İttifakı yerinde değil. Her bir parti kendi adayını çıkardı. Hatta bu partilerin başkan ve adayları, neredeyse iktidardan çok  ‘eski ortaklarının’ adayını eleştiriyor. İmamoğlu bir yerde tek başına kalmış durumda. Bir yanda Cumhur İttifakı, bir kısmının adı ‘devlet ile birlikte anılan’, eski bürokrat-yeni bakan (Fidan-Yerlikaya) tüm Kabine seferber, diğer partiler kendi adaylarıyla-eleştirileriyle meydanda… DEM Parti iddialı bir aday çıkarmış durumda.

Erdoğan siyasette yarattığı düzenle ve kendisinin-MHP’nin, tüm Kabine'nin, medyanın neredeyse tamamının gücüyle yükleniyor. İstanbul’daki seçimi adeta kendisi için-kendi eliyle, liderliğinin-yönetiminin-kararlarının hatta Kabine'sinin bir referandumuna çevirmiş durumda. 2028 cumhurbaşkanlığı seçimlerinin fragmanını yaşayacak gibiyiz. Erdoğan ile İmamoğlu erken bir final oynayacak. Sonuçları elbet yakın gelecek için de anlam ifade edecek.

Murat Sabuncu kimdir? 

Murat Sabuncu İstanbul'da doğdu. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Protohistorya ve Ön Asya Arkeolojisi bölümünü bitirdi. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletmecilik Sertifikası programını tamamladı. İstanbul Ticaret Üniversitesi'nde Medya ve İletişim Sistemleri konusunda yüksek lisans yaptı.

Dergi, gazete, radyo, televizyon, internet haber sitelerinde muhabirlik, editörlük, yayın koordinatörlüğü, genel yayın yönetmenliği, köşe yazarlığı yaptı.

En uzun süre Milliyet gazetesinde çalıştı. Tempo dergisinde genel yayın yönetmenliği, Fortune dergisinde kurucu yönetmenlik yaptı. Skytürk 360'da ekonomiden politikaya değişik programlar hazırladı, sundu. 

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni oldu, ikinci ayında tutuklanıp Silivri Kapalı Cezaevi'ne gönderildi. Hapsedildiği cezaevinde 1,5 yıl tutuklu kaldı. 

T24'te köşe yazarlığı, yapıyor. 2016 yılından beri pasaportu ve sürekli basın kartı verilmiyor. Yargıtay'ın iki kere verdiği beraat kararına rağmen 7,5 yıl hapis cezası talebi içeren dosyası, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nda bekliyor.

Bölgeden tanıklıklarını ve izlenimlerini "Gazze: Mahsuscuktan Bir Aşk Hikâyesi" adıyla yayımlanan kitabında paylaştı. Sedat Simavi Gazetecilik Ödülü sahibi. Sorbonne'da hukuk doktorası yapan bir oğlu, Nuri isimli bir kedisi var.

 

Yazarın Diğer Yazıları

Bir toplumun ‘ayarlarıyla’ oynamak: Bugün sırada kim var?

İktidar ‘korkut-belirsizlik yarat-yönet’ sisteminin artık iflas ettiğini er ya da geç görecek. Muhalefetteki ayrılıkları genişletip iktidarda kalacağını düşünmek, bunun sürdürebileceği fikrine yatırım yapmak, kendi sürelerini uzatma hesabı yaparken yoksulluğu-adaletsizliği derinleştirmekten başka bir şeye yaramıyor.

Sol seçmen "güçlü lider" arayışında, iktidar seçmeni "sistem değiştirecek lider"e açık, Kılıçdaroğlu davasının önemi

İktidar partisi seçmenleri de ‘sistemi değiştirecek bir lider arıyor.’ Yani ‘sistemin iflas ettiği’nin herkes farkında. ‘Yeni’ bekleniyor. Burada kritik nokta, kendini solda tarif edenler de dahil ‘sonuç’ güçlü liderden bekleniyor

Kaygıda ortaklık büyürken “Çözerse Erdoğan çözer” final yapıyor, iyi de kim çözer? 

Ekonomiden hukuka yaptığı yanlışlarla memleketi birbirinden farklı krizlere sokmuş olsa da her hâl ve karda özellikle kendi seçmeni ‘bir bildiği vardır’dan ‘din-güvenlik-ortak bizlik’ söylemini ‘satın almasına’, hemen her koşulda Erdoğan’ı destekledi. Uzun süre ‘Çözerse Erdoğan çözer’ tezi adeta Erdoğan için adı konulmamış bir ‘güven-destek’ sloganı oldU

"
"